Genç Öncüler 2.Kısa Film Yarışması Ödül Töreni Gerçekleşti

#

Genç Öncüler Gençlik Hareketi olarak ikincisini düzenlediğimiz ve bu yıl temasını "bireyselleşme ve aile" olarak belirlediğimiz kısa film yarışmamızın finalini coşkulu bir ödül töreni ile nihayete erdirdik.

2003 yılından itibaren vahyi temel alan, değer eksenli bir mücadeleyi her alana taşıma gayreti içerisinde olan hareketimiz, "derdi olan" ve "mesaj kaygısı güden" bir sinema anlayışının gençler arasından teveccüh bulması gayesi ile girdiği bu yolda jüri üyelerimizin, paydaşlarımız ve gönüllülerimizin heyecanımızı arttıran gayretleriyle ödül gecesine hazırlandı.

Önce yarışmamızı ve temasını 1453 Topkapı tesislerinde düzenlediğimiz tanıtım toplantımızda basın mensuplarımız ile paylaştık. Daha sonra afişlerimizi tüm Türkiye sathına, Anadolu'da bizimle aynı derdi ve ızdırabı paylaşan kardeşlerimize gönderdik. Yaşam alanlarımızı afişlerimiz ile süsledik. Fakültelerimizi gezerek öğrenci kardeşlerimize çağrıda bulunduk. Tanıtım filmlerimiz sosyal medya mecralarında gösterime girdi.  Hamdolsun tüm bu çağrılarımız karşılığını buldu. 62 film yarışmamıza başvurarak ön jüriye girmeye hak kazandı. Jürimiz biraraya geldiler filmleri değerlendirmeye aldılar. Farklı kriterler gözetilerek her film ayrı ayrı incelendi. Ve sonunda ödüle layık görülen 10 film seçildi. Bu filmler arasında bir derecelendirme yapmak jürimizi gerçekten epey zorladı. Çünkü her biri büyük bir emeğin ürünüydü. Fakat yarışmayı nihayete erdirmek için bir derecelendirme yapılması şarttı.

Ve ödül gecesi geldi çattı. Haftalar öncesinde son toplantılarımızı yaptık. 40 kişilik organizasyon ekibimiz salonu adeta kuşattı. Nefis kurabiyelerimiz misafirlerimize ikram edilmek için hazırdı. Genç kalemlerimizin düşünceleriyle aydınlanan  dergilerimiz ise masalardaki yerlerini almıştı. Salonu dolduran misafirlerimiz hazır olduğuna göre biz dünden hazırdık. Kelamların en güzeli olan Kur'an'ı Kerim tilavetiyle başladı programımız. Abdulkadir Akargöl kardeşimiz nefis kıraatiyle gönülleri titretti. Daha sonra Umran Kültür Medeniyet Hareketinin hazırladığı “bir gün bir ömür” konulu nasıl yaşadığımızı, nereye sürüklendiğimizi bizlere tekrar hatırlatan filmini izledik.

Daha sonra selamlama konuşmalarını yapmak üzere bizim ağabeyimiz olan, resmi statüsü ile Genç Öncüler Eğitim, Gençlik ve Spor Derneği Genel Başkanı Aşkın Özcan sahneye davet edildi.  Özetle şunları ifade etti; “Problemli olarak gördüğümüz konularda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlediğimiz projemizi, amacına uygun olarak devam ettirmek en büyük isteklerimizden biri. Toplumun en temel yapı taşı olan aile, tarihin en eski örgütlü yapısıdır. İlk insanla birlikte aile kurumu meydana gelmiş, nesilden nesile intikal ederek ve değişik şekiller alarak günümüze kadar ulaşmıştır. Etkisi ve önemi asla kaybolmamış bir sistem, yapı ve kurumdur aile. Artık aile içinde çok ciddi koruyucu önemler alınmalı ve bu konuda yetkili tüm kurum ve kuruluşlar ısrarla göreve davet edilmelidir.” 

Daha sonra sahneye davet edilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Selim Çelenk Bey çok samimi bir konuşma yaptı. Derdini, ızdırabını ve tecrübelerini salonla paylaştı. 14 yıldır bu alanda çalışma yürüten Selim Bey Bakanlık olarak bu alanda yaptıkları çalışmaları, gördükleri sorunlara ellerinden geldiğince nasıl müdahalelerde bulunduklarını, ailesinden kopmak zorunda kalmış çocukları, engellileri, yetimleri nasıl sahiplendiklerini anlattı. Özetle şunları ifade etti; “14 sene evvel bu kurumda aileler dağıldığı için 28 bin çocuğa bakılıyorken, bugün 13 bin çocuğa bakıyoruz. Çocuklarını ailelere döndürmek üzere ailelerle yaptığımız çalışmalarla, yaklaşık 15 bin çocuğu ailelere gönderdiğimiz gibi, bize gelmesi gereken çocukları da yine ailelerle çalışarak ailelerin yanında bırakmaya gayret ediyoruz. Şu anda İstanbul genelinde 2 bin 200 çocuğa kurumda, 16 bin 500 çocuğa da evinde bakıyoruz. Bu, ailenin korunmasına yönelik bir çalışmadır. Bu çocukları bize vereceklerine, ‘Biz size para verelim, geçim sıkıntısı çekme, çocuğu evinden koparma’ diyoruz. Çocuğun yeri, ailenin yanıdır. Çünkü aile toplumun temelidir.”

Ve protokol konuşmalarının son konuğu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve henüz yeni kuruluşunu tamamlayan Kamu Denetçiliği Kurumu Ombudsmanı Avukat Şeref Malkoç bey oldu. Sahneye çıkan Şeref Bey uzun bir konuşma yaptı. Kendisi de resmi bir konuşma yapmak yerine salonla dertleşmeyi tercih etti. Devletin her konuya yetişemeyeceğini, devletin belli yükümlülüklerinin olduğunu fakat asıl görevin sivil toplum kuruluşlarına ait olduğunu çünkü gönüllü kuruluşların hiç bir çıkar beklemeksizin bu işi gönüllülük şuuruyla yaptığına değindi.  Özetle şunları ifade etti; “Umut ediyorum ki bunlar çoğalır. Sadece İstanbul’la, Ankara’yla sınırlı kalmaz ve Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaşır. Çok şükür Türkiye’nin 81 ilinde üniversiteler var. Bu durum, kültür, sanat, edebiyat ve sinema açısından illere müthiş bir canlılık katıyor. Hayatın da, özellikle sosyal çalışmaların, sinemayla, edebiyatla, sanatla mutlaka zenginleştirilmesi gerekiyor. Son 10 yılda evlilikler yüzde 4 azaldı, boşanmalar yüzde 34 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 1 milyon 184 bin 266 çift son 10 yılda boşandı. Siz bunların anne, baba ve çocuklarını ekleyip nüfusa oranlarsak, önümüzdeki dönemde tedbir almazsak toplumun nereye gittiğini görürüz. ‘Boşandı’ demek kolay ama ızdıraplar, sıkıntılar ve manevi boşluklar yaşandı? Bunu ancak yaşayanlar bilir. Bu bakımdan bu konunun seçilmesi isabetli olmuştur.”

Sonunda protokol konuşmaları nihayete erdi ve heyecan doruğa ulaştı. Artık ödüllerin açıklanması için hiç bir engel kalmamıştı. İlk olarak mansiyon ödülleri açıklandı. Mansiyon ödüllerini takdim etmek üzere sahneye Genç Öncüler Gençlik Hareketi Başkanı Orhan ÖZER geldi. 5 film jüri tarafından mansiyon ödülüne layık görülmüştü. Yusuf Faruk Tunç “AN-NE” filmiyle, Saif Hamad “ROK” filmiyle, Anez Alkezbari “GERİDE KALANLARI KURTAR” filmiyle, Hasan İnce “İnsan” filmiyle, Fatih Çalışkan “BİR İSMAİL BİR YAKUP” filmiyle mansiyon ödüllerinin sahibi oldular. Suriye’li misafirlerimizden Anez Alkezbari Suriye’de şehit düşen kardeşleri için çekmişti filmini ve bu ödülü onlara armağan ettiğini açıkladı.

Genç Öncüler Özel Ödülünü Genç Öncüler Gençlik Hareketi Genel Başkanı Aşkın Özcan açıklamak üzere sahneye geldi. Genç Öncüler Özel Ödülüne ise Ramazan Aygürt “DARA HINARÊ (NAR AĞACI)” filmiyle sahip oldu. Jüri Özel Ödülünü ise yarışmamızın Jüri üyesi Cihan Aktaş  “İSTERDİM” filmiyle Ramazan Erdoğmuş’un kazandığını açıkladı. Üçüncülük ödülünü yarışmanın Jüri Başkanı İhsan Kabil hocamız “HIRSIZ” filmiyle Fatih Aysöndü’nün kazandığını açıkladı. Heyecan iyice artmıştı son iki filmden hangisinin birincilik ödülü kazandığı artık belli olmak üzereydi. Umran Kültür ve Medeniyet Genel Başkanı Burhanettin Can ikincilik ödülünü kazana kişiyi sahneye geldi. İkincilik ödülünü “MAĞRİB” filmiyle Bahadır Kapır-Ferhat Zengin ikilisi kazandığı açıklandı.  Ve birincilik ödülü... İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü Selim Çelenk ”BABANNEMİN CAZ TUTKUSU” filmiyle Ercan Selim Öngöz’e kazandığını açıklamasının ardından artık tüm ödüller sahiplerini buldu. Filmleri tüm salon hep beraber oturup izlendi. Kalp yaralanıyor, gözler doluyor, yaşlar boşanıyor.

 

Geceyi noktalayan konuşmayı Prof. Dr. Burhanettin Can hocamız gerçekleştiriyor.  İşadamlarına seslenen hocamız sinemaya, kültüre, sanata değer vermeleri gerektiğini ifade ediyor. Herkes imam hatip yaptırmasın, herkes Kur’an kurslarına yardım yapmasın. Bir film ile milyonlarca genci etkileyebileceğimizi unutmamamız gerektiğini söylüyor. Holywood kültürüne dikkat çekiyor.

Ödül gecemiz toplu hatıra fotoğrafının çekinilmesiyle son buluyor. Allah nasip ederse seneye başka bir tema, yeni filmler ve ödüller ile buluşmak üzere bir mola veriyoruz. Genç Öncüler ve yol arkadaşları tarihe bir notunu daha düşmüş oluyor.